Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

GÖRSEL VE YAZALI MEDYA NE YAPMAK İSTİY0R

Yazının Giriş Tarihi: 22.01.2008 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.01.2008 00:00
(16.01.2008) Bu hafta sonu evde televizyon izlerken bir televizyon kanalına Hülya Avşar ile Beyaz konuk oldu. Sorulan bir soru üzerine, Beyaz yıllardır düşündüğüm fakat bir türlü yazmak kısmet olmayan bir konuyu açtı. Beyaz’ın şov dünyasındaki insanların günlük yaşantılarına da dikkat etmeleri gerektiğini ve bu sanatçıların özellerinin görsel ve yazılı medyada konu olmaması gerektiğini vurgulaması üzerine ben de yıllardır yazmak isteyip de bir türlü yazamadığım yazımı yazmak fırsatı buldum. Görsel ve yazılı medya ama bilerek veya bilmeyerek bazı şeyleri körüklüyor. Mesela bir örnek vermek istiyorum. Türkiye’yi bu güne kadar idare eden hükümetler, asıl amaç medeniyeti Anadolu’nun en hücra köşelerine getirmek için ilk önceliği elektriğe vermiştir. Bu nedenle ülkemizde adeta elektrik gitmeyen yer kalmamıştır. Bu nedenle artık herkes rahatlıkla her yerde televizyon izleyebiliyor. Şimdi bir göz odada yaşayan on kişilik bir ailenin bile oturduğu evin, veya ağılın üstünde bir televizyon anteni var. Adamlar oradan mevcut yayınları izliyorlar. Peki bu yayınlarla onlara ne veriyoruz bir bakalım. Antalya’da bikini ile denize giren dünya güzeli kadınlar, İstanbul’da bilmem hangi barda eylenen artistler, kim kiminle flört ediyor, flört ederken birbirilerini boynuzlamışlar… Sanki koca Türkiye’de bunlardan başka kimse yokmuş gibi hangi kanalı açsan, hangi gazeteye baksan bunlar. Şimdi bunun yansımalarına da girmek istiyorum. Düşünün o mezrada sen yaşıyorsun, gençsin bunları da izliyorsun, ne yaparsın? Kendimi onların yerine koyuyorum. İlk fırsatta metropol şehirlere giderim. Onlarda öyle yapıyorlar. Fakat burada gerçeklerle karşılaştıklarında işin içinden çıkamıyorlar. Önce bir gecekondu yapmaya çalışıyorlar. Tabii mutlaka kaçaktır, arsası da hazinenindir. Zamanla belediyeler geliyor bunları yıkıyorlar. Sonunda o insanlar geldikleri yere gidemiyorlar buralarda da barınamıyorlar. Artık onlar yaydan çıkmış bir ok gibi ne yapacağını şaşırmış, her türlü gayri meşru işin içine girebilecek ruh yapısına sahip oluyorlar. Bu insanların özendikleri magazin dünyasının içindekiler. Türkiye’de kaç kişi, olsun olsun bin kişi olsun. Bin kişinin yapmış olduğu tahribata bakın. Neymiş magazinmiş, reytingmiş. Bunu yapmakla bu ülkeye bana göre ihanet ediyorlar. O mezrada yaşayan insanların akıllarını çeliyorlar, onların sonlarını hazırlıyorlar. Mutlaka bunun önüne geçilmesi lazım. Bu konuda da yasal düzenlemelerin yapılması gerekir. İnsanların özel yaşantısını ekranlarda ne işi var, bu kimi ilgilendiriyor? Bana ne kim kiminle yatıyormuş kalkıyormuş. Böyle bir program olmamalı. Bunlara yayın yasağı getirilsin. Bu ülkede yaşayan insanların zengini de var fakiri de var, kendi kendine yeterli olanı da var. Koca Türkiye bin kişiden ibaret değildir. Gördüklerimiz, büyük çoğunluğu Müslüman olan insanların örf adet ve geleneklerine de uymuyor. Çıkıyorlar televizyonlara, efendim biz birlikte yaşıyoruz çocuk yapmak istiyoruz ama evlenmeyi düşünmüyoruz, ileride anlaşırsak evleniriz. Böyle bir mantık var mı? Maden evlenmeyeceksin neden çocuk yapıyorsun? Bu nasıl bir anlayış? Ben inanıyorum ki hiçbir dinde böyle bir anlayış olamaz. İnsanlar evlenir çocuk sahibi de olur, ancak sonunda anlaşamayabilirler boşanabilirler. Fakat böyle konular özellikle Müslüman ülkelerde olmaz. Bu tip olayları televizyonlarda her gün göstermek toplumun yapısını, çatısını bozar. Erkek kadını aldatır kadın erkeğini aldatır. Böyle giderse bir gün gelir çocuklarımız evlenecek kız, kızlarımız da evlenecek erkek bulamaz hale gelir. Metropol şehirlerde yaşayanlar çok iyi biliyorlar ki bunlar ülkemizin gerçekleri değildir. Bir İstanbulluyu ele alalım. İnsanlar geçinebilmek için harıl harıl çalışıyorlar. İşe gitmek bir dert işten gelmek bir dert. Ayrıca iş bulmak hepsinden fazla bir dert. Neden bunları işlemiyorsunuz da bin kişilik azınlığı devamlı pohpohluyorlar anlamak mümkün değil. Onun için diyorum ki çoğunluğun azınlığa tahakkümü olmaz. Bunlara mutlaka bir yasal düzenleme getirilmesi lazım. Boş verirsek, bana ne dersek on yıl sonra işin içinden çıkamayız.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.