Coğrafyanın dünya siyasi tarihinin en kalıcı unsuru olmasının yansımaları bugün de görülüyor. Tarih boyunca insanlık nüfusu azalıyor, çoğalıyor veya yeni doğal kaynaklar keşfediliyor ve tükenme aşamasına gelebiliyor. Hatta politik sistemler değişirken, büyük imparatorluklar tarih sahnesinden çekiliyor ve ülke sınırları değişebiliyor. Fakat tarihin bilinen dönemlerinden bu yana kıtaların, adaların, denizlerin ve okyanusların yerleri değişmiyor. İşte sırf bu sebepten ötürü eğer bir devlet, bölgesel güç veya küresel güç olma hesabı içindeyse başarılı bir dış politika planlaması için yaşadığı coğrafyayı ve çevresini dikkate almak zorundadır. Bugün temelde ABD ve Rusyanın başını çektiği blokların yeniden dizayn etmeye çalıştığı bölgelerde demografik karakterlerin analizini iyi yapan, coğrafyanın hangi stratejilere izin verip vermeyeceğini doğru hesap eden tarafın galip geleceği şüphesiz. Türkiye, bu mücadelenin ağırlık merkezinde, dengenin dengeleyicisi konumunda. Türk dış politikasındaki her tercih diğerinden vazgeçiş veya alternatifi değil, birbirini tamamlayıcı olduğu dikkate alınmalı.
Rus ajanının zehirlenmesiyle dünya Yeni Soğuk Savaş dönemine mi giriyor?
Neredeyse tüm dünyada uluslararası sistemin, yeni bir Soğuk Savaş dönemine girdiği görüşü yaygınlık kazanıyor. Şüphesiz bu algıyı oluşturan en önemli sebep İngilterede Rus ajanının kızı ile birlikte zehirlenmesi ve bundan Rusyanın sorumlu tutulması. İngilterenin başlattığı hemen arkasından ABDnin de destek vermesiyle Avrupa genelinde 100den fazla Rus diplomatı sınır dışı edildi. Buna karşılık Rusya da misli ile mukabele hakkını kullanarak karşılık verdi. Türkiye ise Avrupa ve ABDden gelen tüm baskılara rağmen hiçbir Rus diplomatını sınır dışı etmeyerek konu ile alakalı tavrını net şekilde ortaya koydu. Öyleyse Rus ajanının zehirlenmesi meselesinin ardında yatan gerçeğin iyi analiz edilmesi gerekiyor.
ABDnin Asya-Pasifik politikası çöktü
Bilhassa ABDnin Obamanın başkanlığında revize ettiği ve yeniden güçlendirmeye çalıştığı Asya-Pasifik politikası, Trump döneminde de Rusyanın Avrasyacılık politikasına karşı koyacak kadar geliştirilemedi. Artık jeo-ekonomik güç kaynakları batıdan doğuya doğru kayıyor ve bu Rusya açısından karşılıklı bağımlı ekonomi oluşturmak için yeni fırsatlar sunuyor. Rusya, Avrasya içinde güç dengesini sağlamak için ekonomik olarak bölge ülkeleri ile karşılıklı bağımlılık tesis etmek istiyor. Ayrıca Rusya kendi ortaklarını çeşitlendirirken, diğer yandan da stratejik endüstriler, ulaşım güzergahları ve finansal kurumlar üzerinde etkisini genişletmek peşinde.
ABD, Rusyayı yalnızlaştırmak için sert hamlelerde bulunmaya devam edecek
Trump Başkanlığındaki ABD dış politikası belki de tarihinde hiç olmadığı kadar belirsiz ve günlük politikalar ile ilerliyor. Başkan Trumpın son olarak kabinesini şahinlerle yani sertlik yanlısı politikacılarla yenilemesi, artık ABDnin Rusyayı iyice yalnızlaştırmak adına kendisine savaş ilan etmese bile dost belirlemiş olduğu ülkelerden, öncelikle İranı askeri müdahale olasılığı ile Çini ise ekonomik savaş hamleleri ile gücünü kıracak anlamına gelebilir. Diğer taraftan umudunu AB ülkelerine bağlayan Washington yönetimi, Brexit ile İngiltereyi birlikten koparmış olmasının arkasından casus krizi ile teker teker tüm AB ülkelerini Rusyaya karşı durmalarını istiyor. Bilindiği üzere ABnin iki lokomotif ülkesi Almanya ve Fransanın Rusya ile önemli ticari bağları var. Belki de AB ile Rusya arasındaki en önemli bağı sağlayan enerji de olan bağımlılığı.
Türkiye, hem S-400 hem de Patriot hava savunma sistemlerini alabilir
Rusyanın enerji tekeline son vermek için alternatif enerji yolları arayan ABD bunun için özellikle Doğu Akdeniz ve Orta Doğu enerji kaynaklarının taşınacağı coğrafyalar üzerinde Rusyanın kontrolünün önüne geçmek istiyor. Elbette bu çok da kolay değil. Türkiye ise her iki taraf için de önemli bir bölgesel aktör. Rusya için Türkiye vazgeçilmezliği, Doğu Akdeniz ve Arap coğrafyasında karşılıklı işbirliğinin kendi ulusal çıkarlarıyla paralel olmasıyla bağlantılı. ABD içinse Türkiyenin NATOdaki varlığı Rusyanın kontrolü ve Orta Doğu, Baltık ve Balkan bölgeleriyle çevrelenmesinde kritik konumda. Dolayısıyla Türkiye Ruslardan en gelişmiş hava savunma sistemlerinden biri olan S-400 füzeleri ile ABDden Patriot hava savunma sistemlerini sorunsuzca temin etmesine her iki tarafın da söylemsel tepkiden öteye geçemeyeceği son derece açık.
Türkiye-Rusya-İran işbirliği alanları çeşitlendirilmeli
Rusya Devlet Başkanı Putinin son yirmi ayda dokuz kez Türkiyeyi ziyaret etmesi uzun vadede Türk-Rus ortak anlayışın gelişmesinde büyük önem arz ediyor. Son olarak Akkuyu nükleer santralinin temelinin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başkan Putin ile beraber atılması enerji alanındaki işbirliğinin en önemli yapı taşlarından biri. Bunun yanında İranın da Türk-Rus ortak paydasında yerini alması ve üçlü ortaklık mekanizması ile bölgesel politikalara yön verilmesi coğrafyanın istikrarı bakımından önemli olacaktır.
Bir ülkenin güvenlik aralığı, diğer bir ülkenin tehlike ağıdır. Bu nedenle güç elde etme mücadelesinde, ittifaklara karşı ittifaklara, silahlanmalara karşı silahlanmalara neden olarak devam eder. Dolayısıyla devletlerin takip edecekleri politika, kendi coğrafyalarının içinde saklıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
FURKAN KAYA
COĞRAFYA KADERDİR