Uluslararası sistem bugün belki de hiç olmadığı kadar acımasız, sert ve öngörülemez boyutlara doğru hızla eviriliyor. Bir yanda ABD kendi küresel üstünlüğünü ticari cepheler açarak sağlamaya çalışırken, Rusya-Çin ve çevrelerinde oluşturmaya çalıştıkları blok ve paktlar ile bölgesel hakimiyetlerini kaybetmek istemiyorlar. Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika ve Orta Doğuyu içine alan coğrafyanın Orta Asya ile birleşmesi neticesinde bu bölgeyi kontrol edecek olan oluşum enerji kaynaklarının taşınması ve ticari hattın oluşmasıyla büyük bir güç elde edecektir. Bugün Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Hint Okyanusu ve Orta Asya coğrafyalarında yaşanılan bilek güreşinin ana nedenlerinden birinin bu olduğunu söyleyebiliriz.
Dünyanın kaderini belirleyecek su yolları
ABD donanmasından jeostrateji uzamanı Alfred Mahan, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Hint Okyanusunda askeri üstünlüğü kim elinde tutarsa, uluslararası sahnede başat güç o olacaktır. demişti. Şüphesiz burada konu edilen ABDnin okyanustaki büyük yollar ve bilhassa Hint Okyanusunda stratejik kontrole sahip olmasıydı. Dünyanın kaderini belirleyecek ana sulardan biri burasıdır. ABDnin ortaya koyduğu ulusal çıkar stratejileri arasında büyük deniz yollarının askerileşmesi yer almaktadır. Akdenizi Süveyş Kanalı, Kızıldeniz ve Aden Körfezi üzerinden Güney Asya ve Uzak Doğuya bağlayacak olan suyolu enerji taşımacılığında kritik öneme sahip.
Kırılgan ittifaklar, değişen ulusal çıkarlar
Orta Doğu bölgesini incelediğimizde çatışmaların istikrarlı fakat neticelerinin uluslararası ilişkiler üzerinde etki gösterse de tarafların tam olarak da mantığını yansıtmıyor. İttifakların son derece kırılgan ve ulusal çıkarların değişken olduğu düzende bölgesel ve bölge dışı bağlarda aynı şekilde değişkenlik gösteriyor. Örneğin Türkiyenin son olarak Zeytin Dalı Harekatıyla amacı sınır ötesindeki YPG-PYD terör gruplarını bölgeden dışarı atmak ve Suriye ile arasında bir tampon bölge oluşturmaya çalışmaktı. Bu Türkiyenin ABDnin tüm lojistik ve maddi desteğine rağmen bir varoluş mücadelesiydi. Bu noktada Türkiye ile Rusyanın anlayışları bütünleşik Suriyede PYD örgütünün muhatap alınmasıyken, ABD tarafında Suriyede IŞİDe karşı mücadele eden bir müttefikti.
Akdeniz coğrafyası, büyük satranç tahtası
Orta Doğu coğrafyası Akdenizin doğal devamıdır. Bu nedenle Akdeniz jeopolitik oyunun bir parçasıdır. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan Akdeniz havzasının önemi Avrupa, Asya ve Afrika arasında köprü işlevi görmesinden kaynaklanmaktadır. Akdeniz coğrafyasına baktığımızda; Avrupa Birliği, Türkiye, ABD, Rusya, İsrail ve Çinin askeri-siyasi-ekonomik rakip işbirliği içinde olduğunu görüyoruz. Kıbrıs meselesinin neden Türkiyenin tarih boyunca milli davası olduğunu anlayabilmek için bu küçük denkleme bakmak yeterli olacaktır.
Suriyenin geleceği coğrafyanın kaderini belirleyecek
Suriyenin geleceği Orta Doğunun hatta Orta Asyayı da içine alacak coğrafyanın kaderini belirleyecektir. Dolayısıyla Fıratın doğusu ile batısı arasında kurulacak sistemde Türkiyenin terör koridoru olarak nitelendirdiği PYD oluşumuna izin vermemelidir. Fakat müttefiklik ilişkilerinin en alt seviyelerde olduğu Türkiye-ABD ilişkilerinde bu konuda hemfikir olmak oldukça zor. ABDnin ekonomik savaşı ve istediği devletleri ekonomik silahlarla diz çöktürme stratejisi ülkelerin kendi para birimleri ile ticaret için neler yapması gerektiği hususunda çalışmalara yöneltecektir.
Hülasa
ABD tarihi, ABD dış politikası demektir. İmparatorluk stratejisiyle dünyanın efendisi olmak üzerine kurulu bu anlayış, hakimiyet kurmaya çalıştığı diğer milletlerin yeniden dirilişlerini değil, aslında yaşam güçlerini ispat edecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
FURKAN KAYA
BÜYÜK SATRANÇ TAHTASI, AKDENİZDİR