Yalova’da eğitimci sendikalar alanlara indi! Öğretmenler 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı
Yalova’da eğitimci sendikalar alanlara indi! Öğretmenler 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı
İstanbul’daki özel bir okulun müdürü İbrahim Aktugan’ın Irak uyruklu bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi tüm ülkedeki eğitimcileri ayağa kaldırdı. Yalova’da da sendikalara bağlı eğitimciler 1 günlük iş bırakma eylemi ile öğretmene yönelik artan şiddete dikkat çekmeye çalıştılar. Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan sendikalar yapılan basın açıklamaları ile hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı göreve davet ettiler.
Haber Giriş Tarihi: 10.05.2024 13:44
Haber Güncellenme Tarihi: 10.05.2024 13:44
Kaynak:
Murat Can Aytemur
Eğitimcilere yönelik şiddetin son örneği geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanmıştı. Özel bir lisede müdür olarak görev yapan eğitimci İbrahim Aktugan, kendisini okuldan atılmasından sorumlu tutan Irak uyruklu öğrencisi tarafından silahla öldürülmüştü. Bu olaya tepkiler çığ gibi büyüdü. 81 ilde iş bırakma eylemi kararı alan sendikalar basın açıklamaları ile de seslerini duyurmaya çalıştılar.
Bu çerçevede Yalova’da ki eğitimci sendikaları da Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptılar.
“Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü’’
Bu çerçevede alanlara inen Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Anadolu Sen ve Hürriyetçi Eğitim-Sen ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendikalar adına açıklamayı Mustafa Aşina ve Özgür Girişen birlikte okudular. Sık sık sloganların da atıldığı basın açıklamasında eğitimdeki şiddetin sona erdirilmesi istendi.
Okulda öldürülmek istemediklerini dile getiren eğitimciler adına gerçekleşen açıklamada, “Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir.
Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.” denildi.
“Teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir”
Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, “Eğitimci hedefse geleceğimiz karanlıktır” sloganı ile toplanan Türkiye Kamu-Sen’e bağlı eğitimciler ise eğitim kurumlarında gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını istediler.
Basın açıklamasını okuyan Türkiye Kamu-Sen Yalova İl Başkanı Mustafa Deviren ise, “Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır.
Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. MEB’in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir. Öte yandan Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması amacıyla hem 2019 hem de 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye ilettik. Kanun tekliflerimizde özellikle eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulmasının hükme bağlanmasını istedik. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimiz birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir.” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yalova’da eğitimci sendikalar alanlara indi! Öğretmenler 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı
İstanbul’daki özel bir okulun müdürü İbrahim Aktugan’ın Irak uyruklu bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi tüm ülkedeki eğitimcileri ayağa kaldırdı. Yalova’da da sendikalara bağlı eğitimciler 1 günlük iş bırakma eylemi ile öğretmene yönelik artan şiddete dikkat çekmeye çalıştılar. Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan sendikalar yapılan basın açıklamaları ile hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı göreve davet ettiler.
Eğitimcilere yönelik şiddetin son örneği geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanmıştı. Özel bir lisede müdür olarak görev yapan eğitimci İbrahim Aktugan, kendisini okuldan atılmasından sorumlu tutan Irak uyruklu öğrencisi tarafından silahla öldürülmüştü. Bu olaya tepkiler çığ gibi büyüdü. 81 ilde iş bırakma eylemi kararı alan sendikalar basın açıklamaları ile de seslerini duyurmaya çalıştılar.
Bu çerçevede Yalova’da ki eğitimci sendikaları da Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptılar.
“Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü’’
Bu çerçevede alanlara inen Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Anadolu Sen ve Hürriyetçi Eğitim-Sen ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendikalar adına açıklamayı Mustafa Aşina ve Özgür Girişen birlikte okudular. Sık sık sloganların da atıldığı basın açıklamasında eğitimdeki şiddetin sona erdirilmesi istendi.
Okulda öldürülmek istemediklerini dile getiren eğitimciler adına gerçekleşen açıklamada, “Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir.
Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.” denildi.
“Teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir”
Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, “Eğitimci hedefse geleceğimiz karanlıktır” sloganı ile toplanan Türkiye Kamu-Sen’e bağlı eğitimciler ise eğitim kurumlarında gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını istediler.
Basın açıklamasını okuyan Türkiye Kamu-Sen Yalova İl Başkanı Mustafa Deviren ise, “Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır.
Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. MEB’in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir. Öte yandan Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması amacıyla hem 2019 hem de 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye ilettik. Kanun tekliflerimizde özellikle eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulmasının hükme bağlanmasını istedik. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimiz birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir.” dedi.
Murat Can Aytemur
Kaynak: Murat Can Aytemur