“Damızlık hayvanlarımızı kaybediyoruz”

“Damızlık hayvanlarımızı kaybediyoruz”

Yalova Kasaplar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Güleç, dövizde yaşanan artışın maliyetlere yansıması sonucunda üretimin kan kaybettiğini ve hayvancılığın acilen desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Yalova Kasaplar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Güleç, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle hayvancılığın da tıpkı diğer sektörler gibi can çekiştiğini belirterek, artan maliyetler nedeniyle yetiştiricinin elindeki damızlık hayvanların kesime gittiğini belirtti.
“Öz kaynaklarımızı tüketiyoruz”
Güleç, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi;
“Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar, her sektörü olduğu gibi hayvancılığı da etkiledi. Artan döviz kuru, maliyetlere yansıyor. Ülkemizde birçok konuda dışa bağımlı olduğumuz için yavaş yavaş kendi öz kaynaklarımızı tüketiyoruz. Yem fiyatları, mazot fiyatları, diğer tüketim mallarındaki artışlar üreticinin belini büküyor. Çünkü üretemiyor dışarıdan ithal ediyoruz. Dışa bağımlıyız. Yeterli şekilde desteklenmiyoruz. Dışa bağımlılığımız nedeniyle de yaşanan her ekonomik dalgalanma maliyetlerimizi yükseltiyor. Geçimini hayvancılıkla karşılayan köylülerimiz, üreticilerimiz artan maliyetlere artık cevap veremiyor. Hatalı tarım politikaları yüzünden kaynaklanan kırmızı et açığını ithalatla çözmeye çalışınca Türkiye, üreticisine vermesi gereken desteği milyar dolarlar ödeyerek et ithalatına verdi. Hayvancılık sektörünün temelinde yer alan buğdaydaki artış, besicileri zor duruma düşürmekte. Kesif yeme dayalı bir beslenme sistemi olduğu için sürekli döviz artıkça yem fiyatı artıyor. Tabiri caizse taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyoruz. Bu yüzden maliyetlerde yaşanan artışlar sonrasında üreticiler damızlık hayvanlarını elden çıkarmak zorunda kalıyorlar. Besicilerimize bu zor dönemde dayanabildikleri kadar dayanmalılarını söylüyoruz.”
“Geçmişte olduğu gibi üreten bir toplum olmalıyız”
Yerli üretimin artırılması gerektiğini söyleyen Güleç, “Ülkemizde şuan her şey borsa gibi. Üreticinin gözü kulağı televizyonda. Döviz ne kadar oldu? Yem fiyatlarına zam geldi mi? Mazot arttı mı? Sürekli bunları takip eder olduk. Tabi bizler tüm bunları kendi açımızdan değerlendiriyoruz. Bunun bir de vatandaşa yansıyan kısmı var. Artan üretim maliyetleri tüketicilerin de sofrasına yansıyor. Et fiyatları artıyor. Süt fiyatları artıyor. Alım gücü düştüğü için bu üretim gücüne de yansıyor. Kısacası birçok sektörde olduğu gibi üretici önünü göremediği için üretimden kaçıyor. Kapasitesi yüzlerle, binlerle ifade edilen üretim tesisleri gelecek kaygısından dolayı kapatılıyor. Geçmişte olduğu gibi üreten bir toplum olmalıyız. Üretmeliyiz ki dışa bağımlı olmayalım. Her sektör birbiriyle aslında iç içe geçmiş durumda.  Bu nedenle üretebilmek için de devletin üretim çarklarının tümünü bu süreçte desteklemesi lazım.
Yerli ve milli deyimi söylemde kalmamalı, eyleme geçirilmeli. Çünkü ülkemizin kurtuluşunun temelinde kendi özümüze dönüş var. Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır. Hayvancılıkta daha fazla üretim için yerli hayvan sayısını ve verimliliğini artırmak zorundayız. Sonuç olarak yerli et üretim açığımızı kapatmalıyız” diye konuştu.