Yalova Kadın Direnişi Platformu: “Kadın katillerini koruyanlardan ve aklayanlardan hesap soracağız!”

Yalova Üniversitesi öğrencileri, katledilen #ikbaluzuner ve #Aysenurhalil için Yalova Kadın Direnişi ile meydana indi. Burada yapılan basın açıklamasında, “Kadın katillerini koruyanlardan ve aklayanlardan hesap soracağız!” denildi.

Haber Giriş Tarihi: 14.10.2024 14:31
Haber Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 14:31

Yalova Üniversitesi öğrencileri, katledilen #ikbaluzuner ve #Aysenurhalil için Yalova Kadın Direnişi ile meydana indi. Burada yapılan basın açıklamasında, “Kadın katillerini koruyanlardan ve aklayanlardan hesap soracağız!” denildi..

Ülke gündemine oturan kadına yönelik taciz, şiddet ve cinayetlerin son dönemlerde artması üzerine Yalova Kadın Direnişi de meydana indi. Çoğunluğu Yalova Üniversitesi öğrencilerinden oluşan "Yalova Kadın Direnişi Platformu, kadına yönelik şiddete karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Cevdet Aydın Parkı’nda toplanan kalabalık 10 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirerek kadınlara yönelik şiddete karşı dur dedi. 

 “Sen! Ben! Biz! Birbirimizin çaresiyiz”

Yaşanan şiddet olayları ve kadınların katledilmesi üzerine toplumun farklı kesimlerinden özellikle de kadınların sesleri yükselmeye başladı. Kentimizde de Yalova Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu Yalova Kadın Direnişi Platformu oldu. Ellerindeki dövizlerle bir araya gelen ve çoğunluğunu genç kadınların oluşturduğu grup, sloganlar atarak kadınlara yönelik şiddeti protesto etti.

“Yalnızca kadınların değil, insanlığın mücadelesidir”

Hayatını kaybeden kadınlar için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından Yalova Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler Bölümünün 1. Sınıf Öğrencisi İzlem Beren Karataş, hazırlanan basın açıklamasını okudu. "Ayak bastığımız her kaldırım taşında katledilmiş bir kadının izi var” diyen Karataş, “Her gün altyazı haberiyle canice katledildiğini öğrendiğimiz kadınların sonuncusu olmasını dilemenin vahşeti değiştirmediğini acı cinayetlerle anladık. En son yaşadığımız İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayetleri ile bir kez daha bu sapkın gerçeklik suratımıza vuruldu. Kadın cinayetlerine karşı verilecek tepki, yalnızca olayların ardından gelen kısa süreli tepkilerden ibaret olmamalıdır. Kadın cinayetlerine karşı duyulan tepkisizlik, adaletin tesis edilememesine ve şiddetin önlenmesine karşı koyar. Bu durum yalnızca kadınların değil, insanlığın mücadelesidir. Biz yalnızca yaşam hakkını savunmak için değil, onur, saygı ve özgürlük talepleriyle de meydanlara çıkıyoruz ve çıkmaya devam edeceğiz. Bu tepki, kadınların özgürce yaşayabileceği bir dünya için yapılacak her hareket, sadece bugünü değil, gelecek nesillerin de daha adil bir dünyada yaşaması için atılan bir adımdır" ifadelerini kullandı.

"Kadınlar ataerkil sisteme karşı mücadele veriyor" 

İzlem Beren Karataş: “Biliyoruz ki bugün, dünyanın her yerinde kadınlar ataerkil egemen sisteme karşı kendi mücadelesini veriyor. Her birimizin kendi hayatında verdiği mücadele, bir diğerini güçlendiriyor. Dünyayı değiştirmenin, bu eşitsiz düzeni sonlandırmanın mümkün olduğunu bizlere gösteriyor. Sokakları kadınlar için güvensiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. Kadın cinayetlerine yönelik tepki, sembolik eylemlerden ibaret kalmamalı, sistematik ve etkili reformlarla desteklenmelidir. Her bir kadının adını taşıyan, sokaklarda yankılanan sloganlar; basit birer kelime değil, adaletin, eşitliğin ve insan haklarının haykırışıdır. Bu haykırış, sadece bir olaydan sonra kısa süreli bir öfke patlamasıyla sönmemeli, aksine toplumu yeniden şekillendiren bir harekete dönüşmelidir. 'O saatte dışarıda ne yapıyordu?' sözleriyle, 'güçlü aile birliği' politikalarıyla bizleri aileye, evlere, dört duvara mahkûm etmek istediğinizi biliyoruz. Artık yeter, kadınlar olarak failin sosyal medyada yargılanmasını istemiyoruz, adaletin yerini bulmasını istiyoruz.

"6284 sayılı kanunu uyguladığınızı görmek istiyoruz"

Yalova Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler Bölümünün 1. Sınıf Öğrencisi İzlem Beren Karataş, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un bir an önce uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, açıklamasını şu şekilde noktaladı: “6284 sayılı kanunun bu ülkede uygulamamak kadınların yaşam hakkının tartışmaya açılması anlamına gelir. Kadın katliamlarına karşı mücadelemiz, insanların gözlerini kapatamayacakları kadar büyük, kulaklarını tıkayamayacakları kadar gür bir şekilde devam edecektir. İkbal'in, Ayşenur'un, daha nice kadının hesabını biz soracağız. Biz öğrenciler olarak hiçbir yetkimiz yokken sorumluluk hissedip adalet arıyoruz. Asıl yetkiyi elinde bulunduranlar artık bir sorumluluk hissedip harekete geçmelidir. Biz bugün sadece bu iki genç kadının öldürülmesini konuşmuyoruz. Bu ülkede kadınların her gün öldürülüyor olmasını konuşuyoruz. Kadın cinayetlerine sebep olan bu sistemi reddediyoruz ve bu örgütlü kötülüğe karşı yasta değil, isyandayız. Unutmayın ki bir toplumun en önemli eseri, sokakta huzurla gezebilen kadınlardır. Sesine ses, nefesine nefes olamadığımız her kadın için haykırıyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. Çevireceğiz bu dünyayı tersine."

Güldaniye Sofu Erdoğan