Yeniden Aydınlanma Derneği tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına İYİ Parti İl Başkanı Osman Kendir, Demokrat Parti İl Başkanı Zehra Görener ve Zafer Partisi İl Başkanı Ersin Doğan da destek verdi.
Basın açıklamasında MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından yapılan açıklama eleştirildi. Basın açıklamasını okuyan Yeniden Aydınlanma Derneği Başkanı Halil Konuşkan, “Son günlerde iktidarı destekleyen ve isminde milliyetçilik sıfatını taşıyan bir siyasi partinin genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'ne kırk yıldır savaş ilan etmiş olan bölücü bir terör örgütünün tutuklu liderini Gazi Meclis'te konuşmaya davet etmiş ve onun üzerinden sözüm ona ‘Terörsüz Türkiye’ adı verilen bir süreç başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.
“SÜREÇ KAPALI KAPILAR ARDINDA YÜRÜTÜLÜYOR”Açıklamasının devamında “Başlatılan süreç kapalı kapılar arkasında yürütülmekte olduğundan bu süreçte yüce Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve hukukundan taviz verilip verilmediğini bilemiyoruz. Ancak terör örgütü lideri ile görüşmeye giden heyetin örgüt liderinin görüşlerini içeren kısa açıklamasında var olan yeni paradigmaya katkı sunmaya hazır olduğu açıklamasının felsefi ‘paradigma’ kelimesi ekseninde bir açıklama olduğunu biliyoruz. Paradigma sözcüğü felsefede eski olanın ortadan kaldırılması, ondan sonra yeni bir yapının inşa edilmesi anlamına geldiğinden niyet okumaya gerek kalmadan yeni sürecin niyetini anlamamız için bize yeterli mesajı vermektedir” sözlerine yer veren Halil Konuşkan, son olarak şunları söyledi: “Bu cümleyi kuran terörist başı, cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin terk edilmesini, yerine yeni bir anlayışın yerleştirilmesini ve kendisinin bu sürece katkı sunmaya hazır olduğunu söylemektedir. Acı olan ise süreci başlatan ve yürüten tarafların bu sözlerin karşısında bir konum almamış olmalarıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 66. Maddesinde ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.’ ibaresi yer almaktadır. Bu ifade gayet açık bir şekilde Türk kavramını vatandaşlık bağlamında ele almaktadır. Bahse konu ifade ile oynanması bile vatandaşlığın etnik veya ırki temele indirgenmesi anlamına gelecektir ki bu kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalar önünde, Kürt vatandaş ile Türk vatandaş arasında herhangi bir eşitsizlik yoktur. Bütün bu şartlar altında Türk Devleti'nden istenen açıkça ifade edilecekse bayrak, toprak, devlet ve vatandır. Bunların haricinde ne verirseniz veriniz ihanet şebekesi ve türevlerinin hainliği devam edecektir. Bu dört değer ise yüce Türk milletinin ödediği kan bedeli ile elde edilmiştir. Atalarımızın uğruna şehadet şerbetleri içtikleri bu değerlerden taviz veremeyiz, bu tavizin seslendirilmesi veya ima edilmesi karşısında hala süreci yürütmekten vazgeçmeyen veya sessiz kalanların durumunun yüce Türk milletinin tarihine yazılmakta olduğunu hatırlatıyoruz.” dedi.
Mustafa Turan