Eski oyuncu Yaşar Alptekin, aile dostu olan Yalova'nın tanınan iş insanlarından Oktay Akgün’ün oğlu Ömer Mehmet Akgün’ün sünnet düğününde katıldı. Düğünde konuşan Alptekin, aileleri çocuklarını Deizme karşı korumaları konusunda uyardı.
Oyuncu ve manken olarak yıllarca ekranlarda gördüğümüz Yaşar Alptekin, yıllar önce radikal bir kararla hayatını İslam'a adadı. Sessiz sedasız hayatına devam eden Yaşar Alptekin, geçtiğimiz günlerde aile dostu olan Yalova'nın tanınan iş insanlarından Akgün Çiçekçilik işletme sahibi Oktay Akgün’ün oğlu Ömer Mehmet Akgün’ün sünnet düğününe katıldı. Çınarcık La Luz Event'de düzenlenen sünnet düğününde kısa bir konuşma yaparak aileleri uyaran Alptekin, gelecek nesillere İslam dinini sevdirmek için tatlı dil ile öğretmeninin önemine değindi.
Aileleri, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl, gözlem, sezgi gibi yollarla tanrının varlığına inanmasına dayalı bir felsefi görüş olan Deizme karşı çocuklarını korumaları konusunda uyaran Yaşar Alptekin, “Dudaktan çıkan sözler önemli değildir. Göz görür, taklit eder, sonra taklit hakikate dönüşür. Onun için eğer İslamiyet’i eşinize, dostunuza yaymak istiyorsanız sözler havada uçuşur gider ama göz görür, taklit eder. İslamiyet’i öyle güzel yaşayın ki insanlar size bakıp imrensin. Bizler hepimiz zamanın sahabe efendileri gibiyiz. Hepimiz konu komşuya örnek oluyoruz. Çocuklarımıza örnek olmalıyız. Hepinizin çocuğunuzdan şikâyet ettiği konular vardır muhakkak. Şunu unutmayın ineğe ot vermezseniz inek size süt vermez. Çocuğunuza ne verdiniz de ne istiyorsunuz? Çocuğunuza ilgi, sevgi gösterdiniz mi? yalnızca para değil çocukların sizden beklediği. Çocuklar sizden sevgi, ilgi bekliyorlar. Bunları verebiliyor musunuz, sonra ne istiyorsunuz?” dedi.
Diyalog ve diyalogdaki üsluba dikkat etmenin önemini aktaran Yaşar Alptekin, “Çocuğunuza arkadaşlarının yanında söylediğimiz her şey aslında hakarettir. Çocuğunuzun gururunu incitiyorsunuz. Onun için çocuğunuzla konuşurken çok dikkat edin. Çünkü onlara ihtiyacımız var. Biz gideceğiz, ölüm diye bir gerçek var. Bu vatanı, bu milleti, bu dini bu gençlere bırakacağız. Eğer onlara bir şey öğretemiyorsak vay halimize. Gençlerimiz camiye, mescide gelmiyorsa kusur onlarda değil. Kusur bizdedir. Biz yeterince çocuklarımızla ilgilenemiyoruz, çocuklarımıza anlatamıyoruz. Onları korkutuyoruz. Allah çarpacak, Allah taş edecek diyoruz. İnsan korktuğu şeyi sevmez. Öyle korkutmayın. Haşyetle korkutun. Haşyet eski Türkçede sevdiğinin sevgisini kaybetme korkusudur. Allah’ı öyle bir sevdirin ki onun sevgisini kaybetmekten korksunlar. Bu nimetlerin ondan geldiğini, her şeyin ondan geldiğini, kâinattaki sistemi öğretin. Her şeyin kâinatta bize nasıl hizmet ettiğini çocuklarınıza anlatın. Şu anda çok büyük bir tehlike var. Deizm tehlikesi var. Çocuklarımızı bu tehlikeye karşı lütfen koruyalım. Çocuklarımızla konuşarak bu tehlikeyi atlatabiliriz. Lütfen sessiz kalmayın. Uyuşturucu kadar, hırsızlık kadar, zina kadar büyük bir tehlike bu. Çocuklarınıza sahip çıkın. Çocuklarınızla diyalog kurun ve üslubunuza çok dikkat edin.” şeklinde konuştu.
Serap Polat