İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından soruşturma başlatmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifadeye çağrılan İstanbul Baro Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerine destek amacıyla, Yalova Barosu Başkanı Av. Elif Turnacı Çavuş, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Merve Bakkal, Baro Saymanı Av. Emre Arap ve Baro TBB Delegesi Av. Fedayi Doğruyol, Çağlayan Adliyesi'ne giderek İstanbul Barosu'na desteklerini göstermek için meslektaşlarıyla bir araya geldi, desteklerini belirterek yanlarında olduklarını ifade etti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan'dan İstanbul Barosu’na destek amacıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında Sağkan şöyle konuştu, ‘’Uzun yıllardır Türkiye’de yaşanan haksızlıklara, huzursuzluklara karşı mağdurun yanında ses telleri olmak için bir arada bulunduk. Çağlayan Adliyesi’nde yaptığımız bu kaçıncı açıklama, açıkçası ben artık hatırlamıyorum. Nerede bir mağdur varsa haksızlığın nereden geldiğine, mağdurun kim olduğuna bakmaksızın, hukukun ve adaletin yer aldık, mağdurun sesi olmaya gayret ettik. Sesi kısılanların ses telleri olduk, ifade hürriyeti kısıtlananların ses telleri olduk. Basın hürriyeti kısıtlandığında basının haber alma hakkını savunurken tüm yurttaşlarımızın da haber alma hakkını savunduk. Kadına yönelik şiddette kadının yanında olduk. Çocuk istismarında çocuğun yanında yer aldık. Yok edilen zeytinlikler için bu ülkenin nefesi olmaya çalıştık. Bugün de 147 yıldır bu topraklarda hakkın, hukukun, adaletin sesi olan İstanbul Baromuzun Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında başlatılan hukuka tamamen aykırı, ifade hürriyetini kısıtlayıcı şekilde yapılan bu soruşturmaya karşı Baromuzun yanında savunma mesleğini savunmak için buradayız.’’
Açıklamasına devam eden Sağkan konuşmasında, ‘’İstanbul Barosu’nu savunurken aynı zamanda bu topraklarda yaşayan 85 milyon yurttaşımızın her birinin temel hak ve özgürlüklerini savunmak için buradayız. 147 yıldır İstanbul Barosu bunu yapıyor; her bir yurttaşımızın temel hak ve özgürlüklerini savunuyor, Cumhuriyet'in kurucu değerlerini savunuyor; laikliği, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyor. İşte bugün o ses susturulmaya çalışılıyor, onun için buradayız" dedi.
‘’Kimin mahkum olacağını hep beraber göreceğiz"
Sağkan; İstanbul Barosu'nun, diğer tüm Baroların, Türkiye Barolar Birliği'nin ve 190 bin avukatın bu tür soruşturmalardan sinip korkmayacağını, hakkı ve hukuku cesaretle savunmaya devam edeceğini kaydettiği konuşmasında; darbe döneminde İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurulmaya çalışıldığını da hatırlattı. Sağkan, "Ancak tarih önünde kimin mahkum olduğunu bugün hep beraber görüyoruz. Bugün yürütülmeye çalışılan soruşturmanın sonucunda da kimin mahkum olacağını hep beraber göreceğiz" dedi.
‘’Usül esastan çok daha önemlidir’’
İstanbul Barosu Başkan ve Yönetiminin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye davet edildiği soruşturma sürecinin sadece usul bakımından bakıldığında dahi ilk anından itibaren Anayasa'ya ve mevzuata aykırı olarak yürütüldüğünü ifade eden Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul Barosu ve Yönetim Kurulu hakkında henüz yasal olarak bir soruşturma açılmadığı halde Başsavcılık tarafından kendileri hakkında soruşturma başlatıldığı kamuoyuyla paylaşıldı. Akabinde üç gün içinde Adalet Bakanlığı’nın iç genelgesindeki beyan isteme prosedürü işletilmeden Bakanlık tarafından soruşturma izni verildiğini öğrendik. Bugün de ifadeye davet edildi Baro yönetimimiz. Bugün burada ifade vermek için hazır bulunmuyoruz. Sayın savcılara, avukatlar hakkındaki özel soruşturmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini anlatmak, eksiklikleri ortaya koymak, düğmenin ilk baştan yanlış iliklendiği bir soruşturmaya meşruiyet kazandırmayacağımızı, ifade veren şüpheli pozisyonunda bulunmadığımızı, Adalet Bakanlığı’nın 13 nolu ilk genelgesi uyarınca, sadece beyan vermek üzere burada bulunduğumuzu ifade edeceğiz. Usül esastan çok daha önemlidir. O nedenle bugün İstanbul Barosu Başkanımız ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte sayın savcılara usulü yerine getirmeleri konusundaki beyanlarımızı ileteceğiz."
Murat Can Aytemur