Marmara Denizi son yıllarda hem kirlilik hem de müsilaj problemiyle baş etmeye çalışıyor. Bu yıl ise bu sorunlara denizanası istilası eklendi. Kasım ayından bu yana mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklıkları deniz suyu sıcaklığını da artırınca Marmara’yı denizanaları istila etti.
Küresel iklim değişikliği ve denizlerin aşırı kirlenmesi nedeniyle sayıları giderek artan denizanaları planktonlarla beslenirken aynı besini paylaştığı birçok balık türünün de azalmasına yol açıyor.
Marmara Denizi’ne 3 hafta peş peşe dalan ve denizdeki değişimi inceleyen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, inceleme sonuçlarını aktardı:
“Daldığımda deniz yüzeyi sıcaklığı 11 dereceydi. Bunun 8-9 derece olması lazım. Marmara Denizi diğer denizler gibi ısınmaya devam edecek. Kirlilik yükünü azaltmamız gerekiyor. Buna bağlı Marmara’da aşırı alg çoğalmaları var. Bu, denizin rengini değiştirip kahverengiye ya da kırmızıya çeviriyor. Kirlilik yükü azaltılmadığı sürece yeniden müsilaj oluşma ihtimali yüksek.”
Marmara Denizi’ndeki kirlilik seviyelerinin yüksek olduğunun altını çizen ODTÜ İklim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu da Marmara Denizi’nin 25-30 metre altındaki oksijensiz durumun hala devam ettiğine vurgu yaptı:
“Çevre Bakanlığı’nın desteklediği MARMOD projemiz kapsamında Marmara’nın ikizini oluşturmuş durumdayız. Burada hem şehirlerden hem de endüstri ve tarımın kirlilik girdilerini görüyoruz. Bunun üzerine iklim değişimi baskısı da ekleniyor. Bunları ortadan kaldırmamız, hızla yarıya indirmemiz lazım. Bir tek olumlu durum Karadeniz’deki yüksek yağışlar sebebiyle Boğaz’dan Marmara’ya yüksek bir su girdisinin olması. Geçmiş verilere baktığımız zaman su girdisinin düşük olduğu zamanlar daha riskli oluyor. Şu anki veriler müsilaj gibi bir durumu göstermiyor ama kirlilik ve oksijensizlik devam ediyor. Nehirlere giren kirliliği de azaltmamız gerekiyor. Marmara Denizi Eylem Planı kararlılıkla uygulanmalı.”
Bir diğer inceleme de Marmara Denizi’ndeki denizanalarının artış nedenlerine ilişkin bir proje yürüten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar’dan geldi.
Okyar, denizanası artışının müsilajın habercisi olduğunu aktardı:
“Proje için sıcaklık derecelerini yüzeyden derine ölçtük. En son Kasım-Aralık’ta su sıcaklığı 20 derecelerdeydi. Bu mevsimlerde 8-9 derecedir. Kış aylarında sıcaklıkla müsilaj riski oluyor. Denizanaları da müsilajın oluşmasında katalizör rolü oynuyor. Denizanası çoğalıp öldüğünde parçalanmaya başlıyorlar. Oksijen derecelerinde düşme ve parçalanmaya bağlı çözünmüş organik madde birikimi oluyor. Sıcaklık da süreci hızlandırınca ortamda müsilaj oluşturuyor. O ortamda da bu sümüksü şeye yapışacak organik madde varsa bunlar birikmeye başlıyor ve zamanla yığınlara dönüşüyorlar.”
Hilal Baldemir