Yerel seçimlere 20 gün kala İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece'de Ayamama-Kaynarca ve Gürpınar yağmur suyu tünellerinin kazı başlama törenlerinin açılışına katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı törende konuşan İmamoğlu, iktidara ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert açıklamalarda bulundu.
Ekrem İmamoğlu, konuşmasında özellikle son yıllarda yoksullukla mücadele eden bir Türkiye'yle karşı karşıya olunduğuna dikkat çekerek, rakibi Murat Kurum’un Kent Lokantalarını “hizmet” olarak görmeyen açıklamalarına tepkisini sert bir şekilde gösterdi:
- Bizim Kent Lokantalarımızı ve süt dağıtımımızı, "Bir çay bardağı süt, çorba" gibi, böyle dalga geçerek, cümleler kurarak küçümsemeye çalışan bir aklın, İstanbul'da bir ithal adaya, bir acemiliğe dönüşmesini hayretle izliyorum.
- Ama esas olan şu: Dün, özrü kabahatinden büyük, ‘dil sürçmesi’ diye tariflemiş bu söylemlerini. Benim bildiğim dil sürçmesisin toplam süresi birkaç saniyedir. Yani birkaç cümleyle dil sürçmesi olmaz. Bu birkaç cümleyi kurma meselesi önemli. Bunu çok ciddiye alıyorum. Bu aslında zihniyeti gösteriyor. Yani bir vicdanı gösteriyor. Bu öyle birkaç şeyle geçiştirilecek bir konu değil.
- O, milyonlarca insanın gelip yararlandığı, Kent Lokantasının önünde kuyruğa girdiği; öğrencisinden emeklisine, işçisinden emekçisine hepsinden özür dileyene kadar bunu dile getireceğim. Öyle dil sürçmesi yok. Özür dileyecek. Ağız dolusu özür dileyecek bizim insanımızdan.”
“Beş yılda İstanbul’un gündemi tamamen değişti” şeklinde konuşan İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
- Bazı şeyleri artık hiç konuşmuyoruz. Mesela; kişiye özel bir parsele imar vermek, artık Büyükşehir Belediyesi’nde konuşulmuyor. 5 yıldır unutuldu. Ha pardon; özür dilerim! Şehircilik Bakanlığı’nda 5 yıldır hiç unutulmadı. Her gün yine konuşuldu. Ama oraya da unutturacağımız günleri, inşallah birlikte yakalayacağız. Yeşil alanların, dere yataklarının yapılaşmaya açılmasından artık bahsetmiyoruz. Tam aksine, oraları yaşam vadilerine dönüştürüyoruz.
İstanbul’u 25 yıl yönetenlerin, Esenyurt’ta dereyi imara açtıkları ve bu nedenle insanların öldüğü, su ve sel baskınlarının olduğu yere, kendi dönemlerinde 3 milyar 200 milyon liralık yatırım yapmak zorunda kaldıklarını ifade eden İmamoğlu, “İstanbul'un kaynaklarının bazı imtiyazlı kişi, dernek veya kuruluşlara aktarılmasını, kızının, oğlunun, damadının, yakınının… Yani bir kişinin ne işi var kızının, oğlunun, damadının siyaset mecralarının içerisinde? Gitsin evine, işine, gücüne baksın. Yahu, siyaset meslek mi? Makam, birinin sahip olduğu bir şey mi? Yok. Onun için bu anlamdaki bütün o yakınlık ilişkilerini tarihe gömdük. İstanbul'da esas ihaneti konuşmuyoruz, israfı konuşmuyoruz” dedi.
Rakibi Murat Kurum’un “Kanal İstanbul suskunluğu”na da gönderme yapan Ekrem İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Diyor ki, ‘Ya İstanbul'un gündeminde yok ki o, benim de gündemimde olmaz’ diyor. Ama bir yandan kendi bakanlığı, ihalelere devam ediyor. Konuştuğu lafın bir değeri olmadığı için, esas sözün değerli olacağı kişi, konuşmuyor. Bekliyoruz. Gelecek, konuşacak. Bakalım ne diyecek? Az önce anlattığım o güzel hizmetlerimiz; Kent Lokantaları, kreşler, Halk Süt… Tabii her ne kadar onlar küçümsese de biz, işimize devam ediyoruz. Şunu söyleyeyim: Halkın yoksulluğuyla alay eden, ruhunda vatandaşa saygısının zerresinin barındırmadığı bu kibir, 31 Mart'ta ne olacak? Hak ettiği karşılığı bulacak Allah'ın izniyle. Ben hani 31 Mart'ı da çıkarabilir mi; emin değilim. Ama 31 Mart'tan evine gidecek. Yani hatta diyorum, tasfiye etmek için mi aday yaptılar onu emin değilim. Şunu ifade etmek isterim: Öğrenmeye gönlü olmayanın, İstanbul'a hizmet etmeye gönlü olmayanın, İstanbul'u bilmeyenin, İstanbul'a hizmet etme şansı yoktur.”
İmamoğlu Cumhur İttifakı seçmenlerine şu sözlerle seslendi:
“Hiç gücenmesinler. Bir şey demelerine gerek yok. Vallahi sandıkta bana oy versinler. Ben onların haklarını sonuna kadar koruyacağım. Onlara da layık olacağıma hiç şüphe, hiç endişe etmesinler. Çünkü, hizmetlerimizin hiçbirisinde, ‘Sen CHP'li misin, sen AK Partili misin’ diye bir soru, bizim ne dimağımızda var, ne gündemimizde oldu ne de olacak. Helali hoş olsun diyeceğiz. Ben; gönülden, kalben, genel seçimde ne yaptınız ne yapacaksınız beni ilgilendirmiyor ama, bu kardeşinize, sevgili AK Partili hemşehrilerim, oyunuzu verin. Siz de diyeceksiniz ki, ‘Helal olsun, iyi ki sana oy vermişiz.’ Bu 5 yılın sonunda da sizden o helalliği alacağımdan hiç endişe etmeyin. Bu Ramazan ayında, bu Ramazan ağzıyla, bu güzel günde size bu sözü veriyorum. Göreceksiniz; 5 yıl sonra AK Partili hemşerilerim, vermeyen de ‘Tüh ben niye vermedim’ diye üzülecek. Üzülmek istemiyorsanız, bize oy verin.”
Hilal Baldemir