Son dönemlerde deprem uzmanlarının ortak görüşü Marmara depreminin gerçekleşmesi için çok uzun süre kalmadığı yönünde. Yapılan son araştırma ile depreme bir de tsunami korkusu eklendi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Bal, ekibi ile birlikte önemli bir araştırmaya imza attı. Bal, olası bir İstanbul depreminde Marmara Denizi'nde tsunamiyi tetikleyebilecek üç büyük çukur olduğunu belirtti.
Türkiye’nin yaşadığı 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmaya devam edilirken tüm gözler olası Marmara depremine çevrildi. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan felaketin boyutu görülünce Marmara’nın olası bir depreme asla hazır olmadığı bir kez daha anlaşıldı.
Olası bir İstanbul depreminde ciddi şekilde etkilenecek iller arasında yer alan Tekirdağ'da, NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı'nda Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin'in talimatıyla uzmanlardan oluşan bir ekip kuruldu ve ilde depreme karşı riskli yapıları belirleme çalışmaları başlatıldı.
Çalışma kapsamında yapılan detaylı incelemelerle depremden etkilenmesi beklenen Tekirdağ genelinde yaklaşık 100 bin yapı stoku taranıp, durumları tespit edildi. Tekirdağ merkezinde yer alan 55 bin binanın 6 bin tanesinin 1998 yılından sonra inşa edildiği tespit edildi.
NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Görevlisi Ahmet Bal, "17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Bu süreçte çok önemli çalışmalar yapıldı. Namık Kemal Üniversitesi olarak biz öncelikle Tekirdağ'ımızdaki ilçelerimizle beraber ciddi tarama yöntemlerini kullanarak yapılarımızın taranmasını sağladık ve belli oranda da bunu gerçekleştirdik. Yaklaşık 100 bine yakın yapı stoku taranmış oldu ve bu yapılarla ilgili durumlar tespit edildi. Hızlı taramada tüm Tekirdağ ilçeleri dahil 1500- 2 bin binanın göçmesini öngörüyoruz" açıklamasını yaptı.
Yapıların taranmasının kendileri için yeterli olmadığını belirten Ahmet Bal, depremden hemen sonra gerçekleşebilecek ikinci bir afet olan tsunaminin de Marmara için söz konusu olduğunu dile getirdi.
Bal, Marmara Denizi'nin iç deniz olmasına rağmen içerisinde bulunan 3 büyük çukurun tsunami riskini tetikleyen çukurlar olduğunu belirterek, şu şekilde konuştu:
-Bu 3 çukurun iki tanesi Tekirdağ'da bulunuyor. Biri Marmaraereğlisi açıklarında yaklaşık 1300 metre derinliğe sahip, diğeri ise Kumbağ açıklarında 1160 metre derinliği olan çukurlar. Bu çukurların üzerinde çökeller söz konusu.
-Depremin hareketinin tetiklenmesiyle beraber bu çökeller kayabilir. Bu çökeller kayarsa da biz açıkçası Tekirdağ sahillerinde, örneğin, Marmaraereğlisi ve Süleymanpaşa'ya kadar geçen o hat içerisinde 2 metreye yakın dalga yüksekliği bekliyoruz.
-Bu dalgaların da minimum 50 metre sahilden içeriye doğru girmesini öngörüyoruz. Özellikle Tekirdağ için konuşmam gerekirse depremin ardından bir tsunami beklentisi var.
-Tekirdağ, kıyı şeridi çok uzun olan ve önemli miktarda nüfus barındıran bir ilimiz. Dolayısıyla Tekirdağ'da ciddi bir tsunami riski var.
Dr. Ahmet Bal, yaklaşık bin metre olan Çınarcık çukurunun 1999'daki 17 Ağustos depreminde Gölcük Değirmendere'de dalga yüksekliğini 4,5 metreye ulaştırdığını söyleyerek, “Çalışmalarımızın odaklandığı nokta olarak da genel vaziyette şu anda tsunamiye odaklanmış durumdayız. Çünkü 1999'daki depremde denizin yaklaşık 200- 300 metre içerilere kadar girdiğini gördük. Tekirdağ'da da benzer durum oluşabilir" diye konuştu.
Hilal Baldemir