Babalar Günü’nde hediye almak lüks oldu

Bu yıl 16 Haziran Pazar günü kutlanacak olan Babalar Günü için hediye hazırlıkları başladı. Ancak alım gücünün düşmesi ve sık sık gelen zamların ardından çocukların babalarına hediye alması hayal oldu.

Haber Giriş Tarihi: 15.06.2024 07:29
Haber Güncellenme Tarihi: 15.06.2024 07:29
https://www.yalovahayat.com/

Türkiye'de her yıl haziran ayının 3’üncü pazar günü kutlanan Babalar Günü, bu yıl 16 Haziran Pazar günü kutlanacak. Çocukların hediye telaşına girdiği Babalar Günü için bu yıl en çok tercih edilen hediyeler ise cüzdan, saat, gömlek, tişört, şapka, kemer ve kitap oldu. Ancak alım gücünün düştüğü Türkiye’de erkek giyim mağazası işleten esnaflar, artık babalara hediye almanın lüks olduğunu kaydetti. Yalova’da 17 yıldır erkek giyim mağazası işleten Garage Street işletme sahibi Onur Gülver, son 2 yılda hediye alımın ciddi oranda düştüğünü, hediye alan insanların ise daha uygun fiyatlı olduğu için aksesuarları tercih ettiğini aktardı.

“Artık küçük hediyeler alıyorlar”

Babalar Günü ile ilgili herkesin ciddi bir hazırlığı olmadığını belirten Onur Gülver, “Babalar Günü alışverişinde genelde üst gruplar satılıyor. Baba gömlekleri, çizgili tişörtler, polo yaka tişörtler, düz tişörtler satılıyor ama eskisi gibi Babalar Günü kutlamıyor ya da benim müşterimin öyle bir çabası olmayabilir. Benim müşterilerim daha çok gençler. Babalarına göre kıyafet bulamayacaklarını zannediyor ama aslında çok fazla var. Hediye alımında iki durum var. Ya yokluktan dolayı alamıyorlar ya da sürekli anne babalarına hediye aldıkları için artık özel günde bir anlamı kalmıyor olabilir. Ama her ay ürün alan zaten Babalar Gününde de alır. Artık küçük hediyeler alıyorlar. Daha çok atlet, çorap, kolye, şapka gibi 100 TL, 200 TL’lik ürün almaya çalışıyorlar.” dedi.

“İnsanlar artık kaliteye bakmıyorlar”

İnsanların alım gücü düştüğü için hediye tercihlerinde de ucuz ürünlere yöneldiklerini aktaran Onur Gülver, “Şu an bir baba Polo‘ya tişörtü 650 TL, insanların alamaması normal. Eskisi gibi alım gücü yok. Kıyafetler çok pahalandı. Şu an bir tişört 500 TL’den başlıyor. İyi bir tişört 800 TL, 900 TL. 500 TL orta segment oluyor. 200 TL’ye tişört bulursa almasın zaten, onların kalitesinden şüphe ederim.  Fiyatlar 4-5 katına çıktı. 2 katı falan değil. Ben 2007’den beri bu sektördeyim. 17 yıldır giyim alanında uzmanlaştım. Hep yurtdışı ürünleri alıyorum. Çünkü iç piyasaya genelde kalitesiz ürünler yapılır, kaliteli ürünler yurt dışına yapılır. Ben yurt dışına yapılanları dolar üzerinden alıyorum. Ürünlerin kalitesine uzaktan bakınca belli oluyor. Ben kaliteden taviz vermiyorum ama insanlar artık kaliteye bakmıyorlar. Çünkü alım güçleri düştü. İnsanları da anlıyorum parasızlıktan dolayı sadece giyinmek için alıyorlar ama bende bulamayabiliyorlar. Çünkü ben daha kaliteli ürün satmaya çalışıyorum.” şeklinde bilgi verdi.

“Şu andaki kar marjım sirkülasyona dayalı”

Gençlerde özellikle alamama durumu var. Mankenlere giydirdiğimiz teşhir ürünler var. Bunlar ister istemez deforme oluyor. Onları eskiden kimse almazdı ama şu an gençler onları alıyor. Çok şaşırıyorum. İkinci ürün etiketin yarısı kampanyam var mesela. Yalova’da pazar dahil bütün erkek giyim esnafını birleştirsinler hepsini karşıma koysunlar bu kaliteyi bu fiyata benden başka kimse satamaz. Benim ortağım yok, işçiliği kendim yapıyorum, maliyetleri düşündüğümden dolayı şu andaki kar marjım sirkülasyona dayalı. Eskiden ayda 30 bin TL kazanıyordum 300 bin TL sermaye ile kazanıyordum. Şimdi 1 milyon TL sermaye ile ayda 30 bin TL kazanmaya çalışıyorum. Sermaye gücümü artırıp aynı yaşam standardımı sürdürmeye çalışıyorum. Sürümden kazanmaya çalışıyorum. En azından ayakta kalmaya çalışıyorum. Benim şu an sattığım pantolonların piyasa fiyatları 900 ile 1000 TL arasında. Ben 800 TL’ye satıyorum ve ikinci ürünü yüzde 50 indirimli veriyorum. şu an pazarda bile 500 TL’ye kot pantolon yok. Müşterim bu kampanyamdan dolayı var. Kaliteyi düşürmeden sermaye gücünü artırıp sirkülasyon yöntemiyle yaşamaya çalışıyorum. Bu kadar dar alanda anca bu kadar yapabiliyoruz. Bu kadar çeşit için geniş bir alan lazım ama geniş alanların kirası 50 bin TL.  Ben 30 bin TL kazanıyorum. Kirayı karşılamam mümkün değil. Şöyle bir durum da var, bir kesim fakirleşirken bir kesim zenginleşiyor. Arada artık uçurum var. O uçurumdan kaynaklı bir şekilde müşterimiz oluyor.” açıklamasında bulundu

Serap Polat