Türklerin tarihi boyunca gelmiş geçmiş bugünlere taşınmış birçok ata sporu vardır. Günümüzde hala bu ata sporlarından aktif şekilde faaliyet gösteren ve sporcu yetiştirmeye devam eden spor türleri de mevcuttur. En yaygın olarak biline ve hala daha müsabakaları düzenlenen ata sporlarından biri yağlı güreştir. Bunun yanında daha birçok spor dalı vardır. Peki, Ata Sporu? Ata Sporlarımız nelerdir? İşte bu soruların cevabı…
Başlıca ata sporlarımız şu şekildedir:
Atlı cirit
Şalvar güreşi
Aba güreşi
Kuşak güreşi
Atlı okçuluk
Atlı kızak
Rahvan binicilik
Geleneksel kızak
Kökbörü
Olimpiyatlarda ve yarışmalarda dövüş sanatları arasında değerlendirilen yağlı güreş, tarihteki en eski spor dallarından biridir. Farklı stilleri ve çeşitleri olan güreşte rakibe vurmak gibi bir eylem yoktur.
Güreşçiye pehlivan denirken, güreşilen alana ise er meydanı denir. Türkiye’de her yılın Haziran ayında Edirne’nin Sarayiçi ilçesinde yapılan tarihi Kırkpınar Güreşleri, Süleyman Paşa komutasında, bir gece Çanakkale Boğazı'nı geçerek, Gelibolu’ya çıkan ve Rumeli fetihlerine katılan kırk Müslüman Türk'ü anmak için yapılmaktadır ve önemli bir gelenektir.
At üzerinde oynanan en eski ata sporlarından biri olan cirit, sporcunun süngü ve ciridini rakibine isabetli bir şekilde atmasını sağlamak amacıyla yapılır. Savaşta hem düşmana zarar vermeyi hem de at üstünde dengede durmayı amaçlayan kişiler için cirit bir antrenman niteliğindedir. Kars, Ardahan, Uşak ve Erzurum'da yaygın olarak oynanır ve geleneksel etkinlikleri vardır.
Askeri bir spor olan matrak, 16. yüzyılda ilk defa Kanunu Sultan Süleyman döneminde yaşayan Matrakçı Nasuh tarafından kurallarıyla bir spor haline getirilmiştir. Vaka-i Hayriye ile beraber yasaklanan bu oyun, yıllar içinde unutulmaya yüz tutmuş; 2010 yılında Efkan Çalış tarafından Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu'na bağlanarak yeniden yaşatılması sağlanmıştır.
Yeni kurallara göre düzenlenen ve hayata döndürülen matrak oyununda amaç, rakibin kafasına matrakla dokunmaktır. Oyunun kurallarına göre rakibe kalkanla vurmak, oyun aleti veya koruyucu malzemesi yere düşen rakibe vurmak yasaktır. Karşılaşma sırasında kullanılan eşyalar yumuşak malzemeden yapılan matrak sopası, yastık kalkan, miğfer ve sporcuların giysisi ise aba olmak üzere toplamda dört parçadan oluşur.
Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanmaktadır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren Altay ve Tanrı Dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha sonra ise İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir.
Maden çağının açılması ve atın eğitilmesi sonrası Türklerin Orta Asya’dan göçleri ile birlikte ok ve yayın kullanımındaki becerilerini dört bir yana yaymışlardır.
Şu an ise yalnızca bir spor dalı olarak devam etmektedir.
Hilal Baldemir